Bu zamanda ısrarla artık kimseye güvenilemeyeceğini
düşünüyorsanız, hiç tanımadığınız insanlarla ormanın tam da ortasında ekmeğinizi
paylaşın, zifiri karanlıkta çadır kurun, hiç ama hiç tanımadığınız insanların eğlencelerine
dahil olup ateş başında karşılıklı göbek atın, kol kola halay çekin. Gerçekleşmeyeceğini
düşünseniz de seneye yine aynı yerde buluşmak üzere vedalaşın. Kendimizi
'korumak' adına maskeler taktığımız, zırhlar kuşandığımız hayatlarımızdan biraz da olsa uzaklaşınca nasıl
da mutlu oluyor insan. Açık havada oksijen değil de bu mutluluk çarpıyor bence
insanı. İçilen şarapların da etkisi yok değil.
Hayata dair güzel olan ne varsa hızla
dağılıyor yok oluyor içimizde. Ama gökyüzünün mavisi, doğanın bin bir rengi, kuşların
cıvıltısı hiç bir yer gitmiyor. Uzanıp sararan yaprakların üzerine, gözlerimizi
kapatıp kuşların şarkılarını dinlersek içimizdeki şarkılara daha çok kulak
veririz belki…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder