Sayfalar

30 Nisan 2013 Salı

MAYIS GELDİ GÜLÜMSE....

Veee mayıs geldi. Yarın 1 Mayıs. Yine alanlarda olacağız ve işçi bayramını coşkuyla kutlayacağız. Ben yine   2004 yılının 1 Mayıs'ında, elime hiç beklemediğim anda tutuşturulan, Cemal Süreya kitabının içindeki o notu hatırlayacağım: mayıs geldi gülümse. Ve ben yine her 8 yıl, 1 Mayıs'ta olduğu gibi bu 1 Mayıs'ta da gülümseyip şu şiiri mırıldanıyor olacağım: 


Ve sen sonunda bir gün çıkar gelirsin diye,
Çok şeyin adı küçük yazıldı;
Silinmez anlar vardır,
Karşı konmaz özlemler,
Ben şimdi ne istediğimi de bilmeden artık
Bağırıp duruyorum ya, şurda,
Sen yaz sonu ilan eden güzel keten,
Güneşten yırtılmış caz, sen!

Cemal Süreya

İyi ki geldin...


18 Nisan 2013 Perşembe

Gölge Oyunu

Gölgeme bak gölgeme
Amma aşık, amma divane
Oturmuş kanepesinde gurbet elin
Kendini seyreder gözlerimde
Amma aşık, amma divane.

Gölgene bak senin gölgene
Amma fakir, amma biçare
Ceplerini elleriyle doldurmuş
Aynı kanepesinde gurbet elin
Amma fakir, amma biçare.

Ya öbür adamın gölgesi, öbür
Amma hinoğlu hin, amma hergele
Ayıp fiiller kuruyor belli
Kulakları toprağın üstünde kocaman
Amma hinoğlu hin, amma hergele.

Gölgelere bak gölgelere
Amma işsiz güçsüz, amma avare
Şarkılara inanıyorlar bütün gün
Hepsi de aynı şarkının insanları
Amma işsiz güçsüz, amma avare...

Cemal Süreya

Fotoğraf: Neslihan Durateymur


17 Nisan 2013 Çarşamba

Sana Büyük Bir Sır Söyleyeceğim



Sana büyük bir sır söyleyeceğim 
Zaman sensin 
Zaman kadındır ister ki hep okşansın 
Diz çökülsün hep 
Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına. 
Bir taranmış 
Bir upuzun saç gibi zaman 
Soluğun buğulandırıp sildiğin ayna gibi. 
Zaman sensin, uyuyan sen 
Şafakta ben uykusuz seni beklerken 
Sensin gırtlağıma dalan, bir bıçak gibi... 
Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın 
Bu mavi çanaklarda kan gibi 
Durdurulmuş zamanın işkencesi 
Ah bu daha beter işkence hiç mi hiç giderilmemiş istekten 
Bu göz susuzluğundan sen yürürken odada 
Bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini 
Daha beter seni kaçak 
Seni yabancı bilmekten 
Aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan 
Tanrım ne ağırdır sözcükler 
Asıl demek istediğim bu. 

Hazzın ötesinde sevgim 
Hiç bir zararın erişemeyeceği  yerde bugün 
Sevgim 
Sen ki benim saat-şakağımda vurursun 
Boğulurum soluk alıp vermesen 
Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın. 
...... 

Sana büyük bir sır söyleyeceğim 
Korkuyorum senden 
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri 
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden 
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan 
Korkuyorum senden. 

Sana büyük bir sır söyleyeceğim 
Kapat kapıları 
Ölmek daha kolaydır sevmekten 
Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam 
Sevgilim. 

Aragon
 


Fotoğraf: Neslihan Durateymur
  




































15 Nisan 2013 Pazartesi

Tomorrow Will Be Another Day

Belki ona gideriz yarın,
Belleksiz sevgiliye,
Poplin elli korkak çocuğa,
Duyarlığı, unutkanlığının kanı
Anaya-
Ona belki gideriz yarın,
Gören gözlü kör güzele,
Çılgın gülüşlü bebeğe,
Yüreği, sızlanan ruhunun göğü
Yavrucağa-
Yarın gideriz belki ona,
Unutuşun türküsü, bekleyiş
Tortusunda,
Esnek kokulu çiçeğe,
Kaynak bakışlı venüs'e-

Nilgün MARMARA

Fotoğraf: Neslihan Durateymur




#


MACERA


Küçüktüm, küçücüktüm,
Oltayı attım denize;
Bir üşüşüverdi balıklar,
Denizi gördüm.
Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı;
Kuyruğu ebemkuşağı renginde;
Bir salıverdim gökyüzüne;
Gökyüzünü gördüm.
Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım;
Para kazanmak gerekti;
Girdim insanların içine,
İnsanları gördüm.
Ne yârdan geçerim, ne serden;
Ne denizlerden, ne gökyüzünden ama...
Bırakmıyor son gördüğüm,
Bırakmıyor geçim derdi.
Oymuş, diyorum, zavallı şairin
Görüp göreceği.
 
Orhan VELİ
Fotoğraf: Neslihan Durateymur

'duru ZAMANLAR'


Bisiklet tutkusu ve doğa sever kişiliği ile tanınmakta olan Tanju Duru çok genç bir yaşta, 2008 yılının eylül ayının sonlarında tırmandığı Demirkazık Dağı'ndan inişi sırasında, Yıldızbaşı Akçay Geçidi'nde ayağının kayması sonucu yaklaşık 200 metrelik uçuruma yuvarlanarak yaşamını yitirmiştir. Yaşasaydı Türkiye'de müzik adına çok daha güzel şeyler yapabileceğine inandığım müzisyen, gitarist ve besteci. Bunu, üniversitede öğrenim gördüğü dönemlerde Ezginin Günlüğü grubu ile yaptığı çalışmalardan çok daha iyi anlayabiliyoruz .  Bilenler bilir Tanju Duru Ezginin Günlüğü grubunun kurucu üyelerindendir ve  besteleri, 1984 - 1990 arasında çıkan Ezginin Günlüğü albümlerde yer alır. 'aşk biter mi?' ve 'sen giderken' bunlardan sadece ikisi ve en güzelleri. 

2007 yılında çıkardığı 'duru ZAMANLAR' adlı albümü Tanju Duru'nun Ezginin Günlüğü döneminden sonra bestelediği şarkılar, çeşitli film ve belgesellere yaptığı müziklerden damıtılıp gelen bir albüm. Albümde yer alan ve benim de favorim olan 'raylar boyunca' adlı şarkı, sözleri Hakan Yılmaz'a (yine Ezginin Günlüğü'nden karşımıza çıkan bir isim), bestesi Tanju Duru'ya ait ve Kıvanç Someren'in sesi ile hayat  bulan bir şarkı. Albüm adından da anlaşılacağı üzere duru gibi bir albüm. 

Tanju Duru'nun doğayı nasıl bir tutkuyla sevdiğini kendi anlattıklarından okuyalım isterseniz. Güzellikler hızla yok olup giderken, kaliteli ve güzel işler yapan insanlara daha da ihtiyacımız var. Umarım gittiği yerde mutludur. Işıklar içinde uyusun....

"....başlıca esin kaynaklarımdan biri de doğa. Motosiklete atlayıp, dağbaşında, kimsenin olmadığı yerlerde doğanın seslerini dinlemek hayatta en sevdiğim şeydir. Denizi, dalmayı severim. su altındaki sesler imge gücünü geliştirir. Duyulan sesin ifadelendirmesi zordur. Dinginlik içinde zihni zorlar. Bu etkiler dolaylı olarak müziğime de yansıyor. Şimdilerde doğada kaydedilen sesleri müziğimde kullanmanın yollarını arıyorum. Akustik müzikten yana olmakla birlikte çalışmalarımda teknolojinin nimetlerinden de yararlanıyorum.  Akustik dokuyu zedelemeyecek şekilde elektronik efektler kullanıyorum...."

 



7 Nisan 2013 Pazar

Cemal Süreya ve Kırlangıç Ömrü


Kırlangıçlar 9 yıl yaşarlar. 

Cemal Süreya kendine yedi kırlangıç ömrü kadar ömür biçmiştir. Ve bir şiirinde şöyle yazar: 


lokman şair senin hayatın
yedi kırlangıcın hayatı kadar
altısını ardı ardına yaşadın
bir kırlangıcın daha var.



63 yaşında öleceği kehanetinde bulunur. ancak 60 yaşında vefat eder ve hasta iken: 

"ölüyorum tanrım
bu da oldu işte.
her ölüm erken
ölümdür
biliyorum tanrım.
ama, ayrıca aldığın
şu hayat
fena değildir.
üstü kalsın." şiirini yazar. 



Fotoğraf: Beyhan Zorkol